31 Temmuz 2011 Pazar

#10 - Franco Dario Cangele


16 Temmuz 1984, Buenos Aires’de doğan bir çocuğun, Kayseri şehri ve Kayserispor için efsane olabileceğini, yüzlerce insanın sevgiden daha öte duygularını kazanabileceğini kim bilebilirdi?  İşte futbol böyle bir şey. Şike/ teşvik iddialarıyla çalkalanan ve dolayısıyla futboldan uzaklaşan ülke gündemine inat, Kayserisporlular için, bir futbolcudan çok daha ötesi olan birini konuşacağız. Aslında onu Kayserispor taraftarı olarak, Boca Juniors taraftarı olarak ya da rakip takım taraftarı olarak çok iyi tanıyoruz.

Franco Dario Cangele, 16 Temmuz 1984, Buenos Aires doğumlu; Boca Juniors altyapısından yetişme bir futbolcu. Cangele, Boca alt yapısında kendini göstermeyi başarmış, 17 yaşında A takıma yükselmiş ve 18 yaşında taraftarlarından Buz Adam lakabını kazanmış. Kazandıkları bunlarla sınırlı değil elbette. Boca ile birlikte; 2003 yılında Arjantin Ligi Şampiyonluğu, Libertadores Kupası; 2004 yılında da Güney Amerika Kupası şampiyonluğu yaşamış. Aynı zamanda FIFA’nın 2003 yılında düzenlemiş olduğu Dünya Gençler Futbol Şampiyonası’nda Arjantin Genç Milli Futbol Takımı’nın kadrosunda Carlos Tevez ve Javier Mascherano gibi futbolcularla birlikte yer almış.
 
2005 yılında kısa bir dönem Club Atletico Independiente formasını kiralık olarak giymiş, sezonun ikinci yarısında Colon Santa Fe takımına transfer olmuş. Sonrasında bu takım ile geçirdiği sezon sonunda Türkiye serüvenine başlamış, iyi ki de başlamış dediğimiz bir isim.


Birçoğunuzun hatırlayacağı gibi, 2006-2007 sezonunda Colon Santa Fe’den takım arkadaşı Alejandro Ruben Capurro ile beraber, kiralık olarak Sakaryaspor forması giymiş, buradaki performansı ve hırçın tavırlarıyla dikkatleri üstüne çekmişti. Geçirdiği uzun süreli sakatlık sonrası ismini unutturmuş ve dönüş yaptığı Kayserispor maçında hatrick yaparak kendini tekrar hatırlatmış; hem futbolseverlere hem de tüm Kayserisporlulara “Hola!” demişti.  


2007 yılında Kayserispor’a, Boca Juniors takımından ilk yılı kiralık olmak üzere 1+3 yıllık opsiyonlu şekilde transfer olmuş; 2007 yılından itibarende halen Kayserispor forması giymektedir.


Geldiği yıl Gökhan Ünal ile pek anlaşamamış, beklenenin altında bir performans sergilemişti. O sezon yapılan Trabzonspor maçında takımı kurtararak, geleceğe dair taraftara ışık saçmış ve ikinci selamını göndermişti. “ Hola!


2007-2008 sezonunda takımla birlikte Türkiye Kupası Şampiyonluğu yaşadı. Final maçında yaşadığı talihsizlik nedeniyle 6 ay kadar futboldan uzak kalmış, tedavisini ülkesi Arjantin’de görmüş, Kayserispor’u da UEFA Kupası mücadelelerinde yalnız bırakmıştı. İşte o yoklukta, Kayserispor taraftarı Cangele’nin değerini çok daha iyi anlamış ve dönmesini dört gözle bekler olmuştu.


Sakatlığında Kayserispor’un sırtlayıcıları olan, takıma büyük katkılarda bulunan takım kaptanı ve gol kralı başka takıma transfer olmuş;  Kayserispor en önemli halkalarını kaybetmişti. 2008-2009 sezonuna bu iki oyuncudan yoksun Kayserispor adına sahada bir şeylerin eksik olduğu çok açık ve net bir şekilde belli oluyordu.

08/09 sezonunun ilk yarısının ortalarında Franco Dario Cangele’nin sakatlığı düzelmiş ve forma giymeye başlamıştı. Sakatlık sürecini atlatıp, takıma daha da alışan Cangele, eksikliği hissedilen o boşluğu doldurmuş, Mehmet Topuz ve Gökhan Ünal’ın eksikliğini tek başına kapatmıştı. Kayserispor’un gol kralı ve çok sevilen kaptanının yerini hem futbol olarak hem de ikon olarak doldurmuştu. Kayserispor’un en güçlü halkası olmayı başarmıştı.  18 yaşında Boca Juniorslu taraftarlar tarafından Buz Adam olarak adlandırılan Cangele, 24 yaşında Kayserispor taraftarları tarafından öğretmen anlamına gelen “ El Maestro “ lakabıyla anılmaya başladı.


Kendisine verilen El Maestro lakabının hakkını veren Cangele 2009-2010 sezonunda akıl dolu pasları ve usta işi çalımları ile asist kralı olmuş, takım arkadaşı Makakula’yı da tek başına gol kralı etmişti. 11 Eylül 2010 tarihinde Kayseri’de oynanan ve Kayserispor’un 2-0’lık galibiyeti ile tamamlanan Fenerbahçe maçında; Fenerbahçeli oyuncu Emre Belezoğlu, Cangele’yi sakatlamış; bu yaptığı yetmezmiş gibi yine kendine yakışanı yaparak yerde yatan Cangele’ye şut çekmişti.  O maçta sakatlanan ve 6 ay kadar tekrar sahalardan uzak kalan Cangele, Kayserispor taraftarı tarafından çok arandı. O’nun Mehmet Topuz ve Gökhan Ünal’ın yerini doldurduğu gibi kimse yerini dolduramamıştı. Üstelik kadroda Karim Ziani ve Amrabat gibi iki kaliteli isim bulunmasına rağmen. 

 
Kayserispor’un geçen sezon evindeki son maçı olan Gaziantepspor karşılaşmasında;  75. dakikada oyuna giren El Maestro; tribün kültürü yeni gelişen ve bütün halinde tezahürat yapma konusunda sıkıntı yaşıyan Kayserisporlulara “istem dışı” maç sonuna kadar tezahürat yaptırmıştı. 33 bin kişilik Kadir Has Stadyumunda onun oyuna girişini ve kaptanlık pazubandını koluna takışını otuz bin kişi ayakta ve “ I love you Cangele “ tezahüratları eşliğinde izlemişti.
Nitekim El Maestro’da girer girmez, pozisyona girmiş, yapılan faul sonrasında golü attırmıştı. Bu da Kayserisporlulara tekrar döndüğünün selamıydı.. "Hola!"


2011-2012 sezonunda hedefini şampiyonluk olarak belirleyen Kayserispor’da söz Cangele’nin.. Şimdiden efsaneleşen ve Kadir Has Stadyumunun girişinde her ne kadar adı konulmasa da; heykelinin dikildiği Cangele, eğer şampiyonluğu bu taraftara hediye ederse, adını hem Kayserispor tarihine hem de o heykelin altına altın harflerle “ Franco Dario Cangele – El Maestro “ olarak kazıtmayı başarır.

 
Cangele, Kayserispor’un ruhunu temsil ediyor;  takım-taraftar-yönetim bütünlüğünü tek başına kolaylıkla sağlayabilecek bir isim.  Şampiyonluk; onun ayaklarında, takıma yansıttığı ruhunda ve ona tapan taraftarların gücünde.



0 yorum:

Yorum Gönder