15 Kasım 2012 Perşembe

Cangele gönderilmek mi isteniyor?

 10’SUZ ASLA!

Son zamanlarda gerek kulislerde gerekse yerel basında çıkan Cangele’nin gideceği ya da gönderileceği haberleri hakkında; “Kayserispor yönetiminin” sessiz kalması dikkat çekiyor. Herhangi bir yerde “Kayserispor futbolcunun parası ödemedi” diye haber çıktığında; haberin ertesi gününe tüm detaylarıyla birlikte resmi siteden açıklama yapan Kayserispor yönetimi, Cangele hakkında basında çıkan; “parası gecikince UEFA’ya şikayet etti”, “takımdan ayrılmak istiyor”, “takımda huzursuzluk çıkarıyor” gibi haberlere sessiz kalarak, biz taraftarların aklında büyük bir soru işareti şeklinde, “Cangele gönderilmek mi isteniliyor?” sorusunu getiriyor.

Kayserispor taraftarları olarak; Cangele’nin bu takımımıza neler kattığını, kendisnin bizim sevgimizi nasıl kazandığını çok iyi biliyoruz. Öyle ki takımımız hakkında söz sahibi olan insanların vakt-i zamanında söylediği gibi; Cangele’nin kendine gelen teklifleri elinin tersiyle ittiğini, İstanbul takımlarının bazı futbolcularla(!) kapalı kapılar ardında görüşüp, takımımızı zor durumda bırakarak, alet ettiği oyunlara fırsat vermediğini, kendisine yakışanı yaptığını biliyoruz.

Sevgili eşinin sağlık sorunlarının olduğu dönemde dahi; elinden geleni fazlasıyla yapmış, hizmet ettiği süre içerisinde takımımızın başarısı için büyük katkılarda bulunmuş ve gol kralları çıkarmış, taraftarımızın sevgilisi, takımımızın kaptanı Cangele hakkında çıkan haberlerin doğru ya da yanlış şeklinde Kayserispor yönetimi tarafından aydınlatılmasını bekliyoruz.

- Sakat olduğu dönemde Cangele’nin ücretini takımımız mı; yoksa sigorta mı karşılamıştır?
- Cangele takımımızı UEFA’ya şikayet etmiş midir?
-Cangele’nin parasal konularda takımımız ile sorunu olduğu doğru mudur?
- Bu kadar dillenen ve tartışılan konular hakkında Kayserispor yönetimi neden açıklama yapmamış, sessiz kalmayı tercih etmiştir?

Kamuoyuna Saygılarımızla

15 Haziran 2012 Cuma

# Tartışma Konusu 1 #


Sizce Kayserispor neden her sezon 10 tane tecrübesiz genç oyuncu alıp/gönderiyor? 
Hasan Ali Kaldırım herhangi bir takıma transfer olmamışken, yani hala Kayserispor'a hizmet ediyorken; yeni gelmiş oyuncu Erdal Akdarı nasıl oluyorda, "Taraftara sesleniyorum, sol taraf benimdir!" gibisinden açıklama yapabiliyor, bu açıklama resmi siteden yayınlanıyor? 


Bu tarz olayların arkasında neler olabilir? Bir düşünün derim ben. Bazen bir şeyleri yazmak yerine, üzerinde tartışarak sonuçların bulunmasının daha sağlıklı olduğunu düşünüyorum.

26 Aralık 2011 Pazartesi

# Eren Güngör Gerçeği

Vefa, İstanbul'da sadece bir semt ismi olabilir fakat; Kayseri'de Kayserispor'da öyle değil! 

2 Nisan 1988, Bergama/İzmir doğumlu Eren, futbol yaşantısına Çamdibigücü'nde başlamış; 4 sezon bu kulüpte forma giyip, ardından Altay altyapısına transfer olmuştur. - Burada Altay Spor Kulübü Altyapısının altını çizmekte fayda var. Altay Spor Kulübü, altyapı konusunda ne kadar doğru işler yaptığını çıkardığı oyuncukar ile ortaya koymuş, kendini bu konuda kanıtlamış bir kurum. Nitekim, Kayserispor'da Altay'dan 4 oyuncu transfer etmiş; bunlardan 3 tanesi de hala Kayserispor'da futbol yaşantısına devam etmektedir. -

Altay'da 2 sezon oynadıktan sonra profesyonel sözleşme imzalayan Eren, bu dönemde Ümit Milli Takım formasıyla tanışmıştır. Altay ile Bank Asya 1. Lig'de forma giymiş, Kayserispor Genel Menajeri Süleyman Hurma tarafından tarafından takibe alınmış, o zaman ki teknik direktör Tolunay Kafkas'ında isteği üzerine Kayserispor'a transfer olmuştur. Süper Lig'de, Avrupa Arenasında, Milli Takımda ilk defa Kayserispor sayesinde boy göstermiştir. Aynı zamanda ilk ağır sakatlığını da Kayserispor'da geçirmiştir; fakat hiçbir zaman gerek kulüp olarak gerekse taraftar olarak hayal kırıklıkları olmamıştır.

Kayserispor  Kulübü, Kayserispor camiası ve Kayseri kenti Eren'i hep kendinden görmüş; olabildiğince ona sahip çıkmıştır. Eren Güngör, kişiliği, karakteri ve futbolculuğuyla bunların hepsini fazlasıyla haketmiştir! O talihsiz günlerin arasından omuz omuza, el ele hepbirlikte çıkılmıştır. Nitekim Eren, 2011-2012 sezonunun ilk yarısında kendisini tekrar bulmuş, azmi ve hırsıyla formasını terletmiştir.

Kayserispor Kulübü, camiası; spekülasyonlarla dolu transfer ile yıpratılmaya çalışılmış, bazı futbolcuları tarafından İstanbul'un Vefa semtinde terkedilmiş ama hiçbir zaman yıkılmamıştır! Buna karşılık Kayserispor Kulübü, camiası, Vefa'nın Kayseri'de sadece bir semtten ibaret olmadığını göstermiş, göstermeye de devam etmektedir. Peki ya Eren Güngör? Kayserispor camiasının, taraftarının bu konuda en ufak bir kuşkusu yoktur. Kayserispor'da iki gerçek varsa; biri Cangele, diğeri ise Eren Güngör'dür! Şu şekilde açıklamak daha doğru olacaktır. Biri bir önceki ve efsane kaptanımız Cangele, diğeri " şimdiki ve uzun yıllar takım kaptanlığımızı yapacak Eren Güngör'dür!"

22 Aralık 2011

18 Eylül 2011 Pazar

Gracias Capitán! - # Franco Dario Cangele

Fotoğrafın büyük boyutu için üzerine tıklanıyız.

17 Eylül 2011 Cumartesi

Kayserispor'da sorun ne olabilir?

Bu yazı suçu bir yerlere yıkma ugraşı değildir. Bu yazı birilerinin tarafını seçmek de değildir. Bu yazı bazı bilgileri sıralayan bir yazıdır.
1. Nivolas Navarro – 0
2. Peter Pekarik – 0
3. Eren Güngör – 1
4. Zurab Khizanishvili – 0
5. Hasan Ali Kaldirim – 1
6. Cristian Riveros – 0
7. Abdullah Durak – 3
8. James Troisi – 3
9. Nordin Amrabat – 0,5
10. Gökhan Ünal – 7
11. Sefa Yilmaz – 0
12. Ömer Sismanoglu – 2
13. Okay Yokuslu – 0
14. Engin Bekdemir – 0
15. Emir Kujovic – 0.5
16. Ilhan Eker – 4


Yukardaki rakamlar (bazılarında ufak tefek sayım hatalarım olduysa af diliyorum) kadromuzdaki futbolcuların, rotasyonda kullanılması muhtemelen olanların, bu sezonu saymazsak eğer, Türkiye Süper Liginde düzenli olarak oynadıkları sezon sayısı. Yani bizim elemanlar daha önce ne kadar oynamış STSL’de.

En çok kullanacağımız futbolcuların toplam Türkiye deneyimleri 22 sezon. Yani buna gençleri de dahil edip 23 kişilik bir kadroya yıkarsak aşağı yukarı hepsinin sadece ortalama 1 sezon oynamışlığı var. Eminim sezon değil de maç sayısı olarak bunu değerlendirsek; bu rakam daha da şişirtici olacaktır. Futbolun dili evrensel diyoruz. Futbol her yerde futbol. Ama özellikle şu son bir kaç ay gösterdi ki, maalesef bu Türkiye için geçerli değil. Sitemizi düzenli takip eden arkadaşlar daha önceki yazılarımı hatırlar: Bir kaç sezon Sivas ve şampiyon Bursa’nın başarılı kadrolarında en temel oyuncular her zaman uzun yıllar Süper Lig tecrübesi olan oyunculardı. TSL’de başarılı olan Anadolu takımlarının ortak özelliği takım ruhunu taşıyan ve oyunu Türk stiline adapte eden tecrübeli TSL tozunu yıllarca yutmuş oyuncular olmasıydı. Bu oyuncuların daha detaylı analizlerini daha önce yaptım, o yüzden şimdi fazla açmak istemiyorum.

Öyle futbolcular vardır ki, Toledo, Cangele, Makukula ve daha yakın dönemde Selim Teber ve Ziani gibi, geldikleri gibi oyunda farklarını belli ederler. Bu biraz karakterleriyle alakalı, biraz TSL’e uyumlu oyun tarzları, biraz da kaderin yardımıyla kısa sürede bizi kendilerine aşık etmeleriyle alakalıdır. Diğer yandan öyle oyuncular vardır ki Hasan Ali Kaldırım gibi, ilk oyuna girdiğinde kaçımızla güldüğümüz, Tolunay hoca bunu nerden buldu dediğimiz, sonrasındaysa adına türküler yazdığımız.

Kalite veya elektrik olarak direk bizimle uyum sağlayacak oyuncular transfer etmedik. Kişiliği ve futbol karakteri oturmuş oyuncular çok daha kolay uyum sağlarlar. Bizim gelecek vaat eden oyuncularımız daha kendi kişiliklerini arıyorken; iyi tanımadıkları bir ortamda, onların elini tutacak birinden yoksun boy gösteriyorlar. Transfer edilen oyuncular maalesef geçen sezonki isimler gibi ayaklarının tozuyla bizi yukarı taşıyamıyorlar. Tam aksine, şu an aşağı çekiyorlar; ama bu adamlar, bizi 17 maç götürecekse eğer, biz de bir şeyler bulup yine her zamanki gibi 'Umut fakirin ekmeği' diyeceğiz..

Takımımızdaki TSL tecrübesi en yüksek oyuncularımız: ‘Bittim gözün aydın Gökhan Ünal’, Türkülerle diyar diyar Abdullah Durak’ ve ‘Bekle olacak bu iş James Troisi..” Sadece bu veriden bile birçok sonuç çıkarabilmek mümkün.

Beni ve birçok arkadaşımı yüz yüze her görüştüğünde futbol bilgisinden çok ciddi şüphe ettiren Tolunay Kafkas’ın bir dönem bizde ve geçen sezon Antep’te ligimizde iyi oynayan bir takım yaratması, bizim garipliğimizin bir göstergesi. Aynı şekilde tam bize göre oynayan Ertuğrul Sağlam’ın; her seferinde Avrupa’da rezil rüsva olması da bunun bir göstergesi.

Diyeceğim şu ki, maalesef çoğu futbolcumuz İlyas Salman ve rahmetli Kemal Sunal’ın filmlerindeki karakterler gibi hiç bilmedikleri bir dünyaya hayaller kurup geldiler. Zamanında Münih’te bir fabrika nasıl mucizevi göründüyse gurbetçilere, eminim Kadir Has Stadyumu da aynı özellikleri taşıyordur. Evet, hayrına oynamıyorlar ve evet arabalarla gezmeyi de biliyorlar; ama bu takım bizim takımımız ve yine bu futbolcular da bizim formamızı giyiyorlar. Hak edene elimizden geldiğince destek vermeliyiz.

Hatalar yapılmıştır, yanlış oyuncular transfer edilmiştir ve hatta lazım olan adamlar gönderilmiştir. Birçok oyuncudan da hiç memnun olmayabiliriz. Fakat bu takım istenmedik hallere düştüğünde buna en çok biz üzüleceğiz. Yönetim, teknik heyet ve futbolcular hata yapabilirler, görevlerini eksik yapabilirler; ama biz taraftarlar olarak görevimizi TAM yapmalıyız. Bu sezon bu insanlardan karşılık görmesek bile eminim ilerleyen yıllarda bunun karşılığını alacağız. Biz 3-5 senedir iyi gidiyoruz diye değil, bize miras kaldığı için Kayserispor taraftarıyız.

Neden böyle bir kadro kuruldu diye tepkimizi koymakta yerden göğe kadar haklıyız. En başta ben bu kadronun yanlış kurulduğunu düşünenlerdenim. Tepki koyalım, kızalım, bağıralım ama desteğimizi takımdan çekmeyelim! Orda hak edeni alkışlayıp hak etmeyene tepki koymak da taraftarlık yapmaktır. Her takım dönem dönem böyle sancıları yaşamıştır; hatalar düzeltirmiştir, değişiklikler yapılmıştır. Kazanan her zaman taraftar desteğini yitirmeyen takımlar olmuştur.

Şu an Spor Toto Şike Ligi gurbetinde, bir garip hâl alan oyunculara, gelin; biz taraftarlar olarak sahip çıkalım. Çünkü arabesk ve dramatik gerçek su ki (profesyonelliği ve parayı bir kenara bırakıyorum) onların şu an için bizden başka kimsesi yok.. Ha birde paintball tabancaları tabii.. 

16 Eylül 2011 Cuma

Stadyumlarda yerimiz yok!

Daha öncesinde bu kirli oyunu nasıl izliyorduysak; yine aynı şekilde izleyeceğiz. Hem de hiçbir şey olmamış gibi! Bizi bilirsin, Türk halkı çabuk unutur. “ demişti birisi. 

Ligin ikinci haftası; Türk halkı unuttu. LigTV kapattıranlar, yönetimlerine tepki gösterenler artık stadyumlarda.. O stadyumların hiç birinde; biz şikeden – kanıtlanmış ya da kanıtlanmamış, orası beni ilgilendirmiyor – yana değiliz, temiz futbol istiyoruz sesleri yükselmiyor. Anadolu’da söz sahibi Bursaspor tribünleri; şike sürecinde takındığı tavırdan dolayı yönetimine hesap sormuyor. Stadyumlara koşacak olan Gaziantepsporlular, hiçbir şey olmamış gibi “bizim için saldırın” nidâları atacaklar. Yöneticilerinin işin takipçisi olsa Avrupa Kupalarına katılabileceği; fakat işin takibi yerine; ne olursa olsun Fenerbahçe düşmesin açıklaması yapmalarına rağmen, stadyuma koşacak olan Kayserisporlular; onlarda maç boyunca hakemi ıslıklayıp, birkaç hatalı pasta oyuncularını yuhlayacaklar. Bu kirli oyun ve düzen hakkında hiçbir şey söylemeyecekler. 

Bunlara karşılık; yine bir şeyler söylemeyen, hep sessiz olanlar var. Sessizlikleriyle olaylara olan öfkelerini haykıranlar. Sırf bu yüzden canından çok sevdiği Bursaspor’unun maçına gitmeyenler; Avrupa kupalarına katılarak göğsünü kabartmış Gaziantepspor’unun ilk deplasmanına gitmeyenler; sahasında ilk maçına çıkacak olan Kayserispor’un maçına gitmeyecek olanlar.. 

Kısacası bu kirlilikten artık iğrenenler; futbol endüstrisinin ve yöneticilerinin kirli oyunlarında yer almak istemeyenler; taraftar olabilmek için, hepsinden önce futbolu sevmenin gerektiğinin farkında olanlar; futbolu dünyanın en güzel oyunu olduğu için sevenler.. Yeri ve zamanı geldiğinde; sevdalarına el sürmüş, onu kirletenlerden hesap soracak olanlar. 

Söylesenize siz hangi taraftasınız?

28 Ağustos 2011 Pazar

Kayserispor Taraftarının Seslenişidir:

Fenerbahçe Spor Kulübü’nün Şampiyonlar Ligi’nden men edilmesi ve yerine Trabzonspor A.Ş’nin gönderilmesi; Türkiye Futbol Fedarasyonu başkanı sn. Mehmet Ali Aydınlar’ın söylemine göre, Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nün kupayı iade etmesinden dolayı cezai yaptırım uygulanmaması; zamanlaması çok tartışılan ve Türkiye Futbol Fedarasyonu tarafından detaylı bir açıklama yapılmayan, Bursaspor’un beş maçlık ceza affı; birkaç yöneticimizin basına yansıyan “ Fenerbahçe ile mücadele etmekten memnunuz, kalmalarından yanayız. “ temalı açıklamaları üzerine bu açıklamayı yapma gereği duymuş bulunuyoruz.

Öncelikle belirtmek isteriz ki; bizler, Kayserispor taraftarları olarak her zaman “ önce mücadele sonra zafer “ ilkesini benimsedik ve benimsemeye de devam edeceğiz. Sezon içerisinde hak edemediğimiz ve katılma hakkı kazanamadığımız Avrupa Kupalarına dolaylı yollardan katılma peşinde değiliz. Bugün üzülerek görüyoruz ki, bazı yöneticilerimiz işin sadece parasal boyutuna bakıp, bizlerin bu duruşuna ortak olmamak ile beraber, adalete ve spor ahlakına yakışmayan demeçler vermektedirler. Bahsi geçen takımların suçlu olup olmadıkları kanıtlanmasa dahi, Kayserispor yöneticisine, sırf parasal çıkarlar yüzünden taraf olmaktan çok; tarafsız kalmak, taraf olunacaksa da Kayserispor Kulübü’nün hakkını aramak düşer.

Takımımız aleyhine iki maçta teşvik pirimi ve şike uygulandığı iddiaları yer alırken; herhangi bir yöneticimizin çıkıp bu konu hakkında açıklama yapmaması, bu konunun üzerine gitmemesi ve aynı şekilde mağdur takımların mağduriyetleri “bir şekilde” giderilirken, Kayserispor’umuzun hakkının aranmaması bizleri oldukça rahatsız etmektedir.

Bizler, gerek basın aracılığıyla gerek bazı “talihsiz” maçlardan sonra yöneticilerimiz tarafından azımsanan; teşvik ve şike iddiaları ile çalkalanan, üçüncü dünya ülkelerinde kullanılan play-off sisteminin getirildiği bir ligte dahi 19 bin gibi lig üstü bir ortalama yakalama başarısını gösterdik. Camia olmak; taraftarıyla, yönetimiyle, takımıyla bir bütün olmaktır. Söylenenlerin aksine taraftarımız elinden geleni yapmıştır. Aynı şekilde takımımız terinin son damlasına kadar savaşmış, bizlerin göğsünü kabartmıştır. Bundan sonrası için camia olmak ya da camia ile bütünleşmek kararı yönetimimizin elindedir. Bu kararı artık vermeleri ve bunları artık sözlerle değil, uygulamalarla göstermeleri gerekmektedir.

Saygılarımızla,
Son günlerde yaşanan bazı gelişmelerden dolayı Kayserispor taraftarlarının yapmayı düşündüğü kamuoyu açıklaması.